Antalya'da Bir İlk: Akdeniz Üniversitesi Meme Merkezi'nde 23 Bin Hastaya Hizmet Verildi
Antalya'da Bir İlk: Akdeniz Üniversitesi Meme Merkezi'nde 23 Bin Hastaya Hizmet Verildi
Akdeniz Üniversitesi'nde, Dünya Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında düzenlenen toplantıda, erken tanının sağladığı yüksek yaşam oranı ve Avrupa Onkoloji Kongresi'nde uygulanan yeni nesil akıllı ilacın umut verici sonuçları paylaşıldı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Erken tanıyla yüzde 90'ın üzerinde hastaları hayatta tutma şansına sahibiz" derken, Prof. Dr. Mustafa Karaca ise "Yeni nesil akıllı ilaç, hem daha etkili sonuç veriyor hem de daha az yan etkiye sahip" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi tarafından 1-31 Ekim Dünya Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında düzenlenen basın toplantısında, meme kanseriyle mücadelede erken tanının ve yeni tedavi yöntemlerinin önemine dikkat çekildi.
"Meme Tanı ve Tedavi Merkezi bir ilk"
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, erken teşhisin hayati önemine vurgu yaptı. Özkan, "Meme kanseri dünyada kadınlar arasında en çok görülen kanser türü ve maalesef akciğer kanserinden sonra en öldürücü ikinci sırada. Erken tanıyla yüzde 90'ın üzerinde hastaları hayatta tutma şansına sahibiz" dedi.
Rektör Özkan, bir buçuk yıl önce kurulan Akdeniz Üniversitesi Meme Tanı ve Tedavi Merkezi'nin kısa sürede büyük bir başarıya ulaştığını belirterek şu bilgileri paylaştı:
"Bir buçuk yıl içinde 22 bin 943 hastamıza hizmet vermişiz. Bu yılın sonuna kadar 20 bine ulaşmayı hedefliyoruz. 7 bin 580 mamografi, 11 bin 664 meme ultrasonu ve 750 biyopsi gerçekleştirildi. Üniversite hastaneleri arasında bir ilk olan merkezimiz, hem konforlu tanı ortamı hem de hızlı işlem süreçleriyle fark oluşturuyor. Ayrıca vakum biyopsi yöntemini uygulayan tek üniversite hastanesiyiz. Bu, Antalya'da yalnızca bizim merkezimizde yapılabiliyor."
"Meme kanserinde en önemli silahımız erken tanı"
Prof. Dr. Özlenen Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:
"1999'dan bu yana meme kanseri görülme oranı yüzde 44 arttı. Akciğer kanserinden sonra en öldürücü ikinci kanser. Bu nedenle en önemli hedefimiz erken tanı. Kadınlarımızın kendilerini düzenli muayene etmeleri, yılda bir kez mamografi yaptırmaları hayati önem taşıyor. Erken tanı, hayat kurtarır."
"Dünya standartlarının üzerinde hizmet veriyoruz"
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, merkezin hizmet kapasitesinin dünya standartlarının üzerinde olduğunu belirtti. Arıcı, "Her hasta muayene için geldiği hafta içinde mutlaka muayenesini oluyor. Gerekirse biyopsi 10 gün içinde yapılıyor ve tedavi hemen başlıyor. Bu, dünya standartlarının çok üzerinde bir hız" dedi.
Prof. Dr. Arıcı, multidisipliner bir ekiple yürütülen "Meme Konseyi" uygulamasına dikkat çekerek, "Her perşembe yaklaşık 20 hekimden oluşan bir ekip, hastaların tedavi süreçlerini birlikte değerlendiriyor. Bu hem güvenli hem de kaliteli bir yaklaşım. Birinci evrede tanı konan hastalarda başarı oranı yüzde 95. Artık memeyi koruyucu ameliyatlarla tedavi ediyoruz. Gerektiğinde plastik cerrahi ekibiyle birlikte rekonstrüksiyon da yapıyoruz. Resmi kurumlar arasında bu kapsamda hizmet veren tek merkeziz" ifadelerini kullandı.
"Erken tanı için multidisipliner alan oluşturduk"
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekti. Çete, "Sigara, alkol, obezite, hormon tedavileri gibi faktörlerin meme kanserine yol açabildiğini anlatmak, erken tanı ve tedavi yöntemlerini bütüncül biçimde sunmak istedik. Bir buçuk yıl önce oluşturduğumuz bu merkez sayesinde tanıdan tedaviye kadar tüm süreçler aynı çatı altında yürütülüyor. Cerrahiden genetiğe kadar tüm branşları bir arada bulunduran ender merkezlerden biriyiz" dedi.
Vakum biyopsi yöntemiyle konforlu tanı
Akdeniz Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi İmren Düzen, "Vakum biyopsisi, kalın iğne biyopsisine göre daha etkin bir örnekleme yöntemi. Mikrokalsifikasyonları tespit etmek ve küçük lezyonları çıkarmak için kullanıyoruz. Hızlı, konforlu ve güvenli bir işlem. Üniversite hastaneleri arasında bu işlemi yapan tek merkeziz" açıklamasını yaptı.
"Erken tanı sayesinde normal hayatıma döndüm"
Meme kanseri tedavisi gören Figen Keleş Tokur ise yaşadığı süreci şöyle anlattı:
"Farklı hastanelerde üç ay kontrol sürecim sürdü ancak biyopsi yapılamadı. Akdeniz Üniversitesi Meme Merkezi'ne geldiğim gün tüm tetkiklerim yapıldı, iki gün sonra vakum biyopsiyle tanı konuldu. Doktorların ilgisi, teknik ekip ve sürecin kısa olması beni rahatlattı. Şimdi sağlığıma kavuştum ve kısa sürede yeniden çalışmaya başlamayı umuyorum. Kadınlar yıllık kontrollerini yaptırmaktan korkmamalı; erken tanı hayat kurtarıyor."
"Yeni nesil akıllı ilaç umut veriyor"
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mustafa Karaca, Avrupa Onkoloji Kongresi'nde duyurulan yeni nesil akıllı ilaç gelişmelerini şu şekilde aktardı:
"Geçen hafta 35 bin onkoloji hekiminin katıldığı Avrupa Onkoloji Kongresi'nde meme kanseri alanında önemli bir gelişme açıklandı. Translumapteriksekan isimli yeni nesil akıllı ilaç, erken evre meme kanserli hastalarda klasik kemoterapiye göre yüzde 11,2 oranında daha etkili bulundu ve yüzde 18 daha az yan etki gösterdi. Düşünsenize; hem daha etkili hem de daha az yan etkiye sahip bir tedavi. Şu anda metastatik dönemde kullanıyoruz. Erken dönemde kullanıma girmedi. Ama kullanıma girmesiyle birlikte biz de Akdeniz Üniversitesi olarak bu ilacı kullanmaya başlayacağız. Zaten metastatik dönemde de klinik çalışmalarda ilk bu ilacı kullanan ünitelerden bir tanesiyiz. Bu anlamda sevindirici. Biz bu erken dönemde ilaçları ne kadar etkin bir şekilde verip, ne kadar etkin bir şekilde sonuç alırsak, cerrahideki başarı ve cerrahideki o hastaların morbitesini çok önemli derecede azaltmakta."
Toplantıya Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, Başhekim Prof. Dr. Yıldıray Çete, Radyoloji Anabilim Dalı'ndan Öğretim Görevlisi İmren Düzen, İç Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mustafa Karaca ile tedavi süreci devam eden Figen Keleş Tokur katıldı.
Tepkiniz ne oldu?